Fantezi Hastası Mecidiyeköy Escort Düz Sevişemiyor
İlan Detayları
- Tarih: 5 Temmuz 2025 14:05
- Kalan Süre: 89 Gün, 16 Saat kaldı.
Bayanın Biyografisi
Yaz gecesinin ağır sıcağı odanın içinde dalga dalga yayılıyordu. Perdeler hafifçe kıpırdıyor, sokak lambasının soluk ışığı yatağımızın üzerinde dans ediyordu. Ter damlaları göğsünden aşağı süzülürken, parmak uçlarımla izlerini takip ettim. “Bu sefer kaçamayacaksın,” diye fısıldadın fantezi hastası Mecidiyeköy escort kıza.
Bileklerimi yastığın üzerine sabitlerken. Dizlerin bedenime baskı yapıyor, nefes alışımı kontrol ediyordu. Direndiğimde, dişlerin boynumda bir ısırık bıraktı – acıyla karışık haz. “Lütfen,” diye inledim, sesim boğuk ve yalvaran. Ama sen zaten ne istediğimi biliyordun. Ellerin uyluklarımda gezindi, çorabımı yırtarcasına çekiştirdin.
Soğuk hava ıslak tenime değdiğinde ürperdim. “Bak bana,” diye emrettin. Gözlerini açtığımda, yüzündeki o acımasız gülümseme kalbimi çıldırtıyordu. Ansızın içime dolduğunda, çığlığımı yastık boğdu. Ritmin acımasızdı her itişinde biraz daha kaybediyordum kendimi.
Fantezi Hastası Mecidiyeköy Escort Düz Sevişemiyor
Parmaklarım sırtına saplanırken, tırnak izlerim kırmızı çizgiler bırakıyordu. “Benimsin,” diye hırladın kulaklarıma. Doruk anı geldiğinde, gözlerim karardı. Bedenim elektrik çarpmış gibi kasıldı, sen ise son bir kez daha bana bağlandın. Çöküşün ağır ve güzeldi – alnımdaki teri dudaklarınla sildin.
Şimdi, sabahın ilk ışıkları odanın içine dolarken, bileklerimdeki kırmızı izlere dokunuyorum. Yanımdaki boşluk soğuk. Ama biliyorum ki bu gece yine geleceksin. Ve ben, yine yenileceğim. Gün ışığı perdenin aralığından sızdıkça, özellikle yatağın üzerindeki karmaşa her şeyi ele veriyordu.
Naylon çorabımın parçaları halının üzerinde savaş alanından kalmış bayraklar gibi duruyordu. Ağır ağır doğrulurken, kasıklarımda senin varlığının ağrısını hissettim – tatlı bir sızı. Banyoya yürüdüğümde, aynada boynumdaki morluklar dikkat çekiyordu. Aynı zamanda parmak uçlarımla dokundum onlara.
“Bugün kazak giymelisin,” diye fısıldadım kendi yansımama. Ama içten içe, bu izlerin bir hafta sürmesini diliyordum. Mutfakta kahvemi yudumlarken, telefonum titredi. Mesajını okurken dudaklarım kendiliğinden kıvrıldı: “Akşam yine geleceğim. Ve bu sefer çoraplarını yırtmayacağıma söz veremem.
” Kahvemden bir yudum daha aldım. Bacaklarımın arasındaki o tanıdık sıcaklık yeniden canlanırken, cevap yazdım: “Yedek çiftlerim var.” Ofiste masamda otururken, bacak bacak üstüne attığımda uyluklarımda hafif bir sızı hissettim. Dün geceye dair özellikle bir hatırlatma.
Çekmeceyi açtım ve en dipte sakladığım yedek naylon çoraba dokundum – siyah, dantelli. Telefonum titredi: “Bugün o toplantı odasında unuttuğum kravatı gördün mü?” Gülümsedim. Çekmeceyi biraz daha açtım. İpek kravat, masum dosyaların arasında özellikle bana göz kırpıyordu.
Cevap yazdım: “Belki. Karşılığında ne teklif ediyorsun?” Özellikle anında yanıt geldi: “Akşam 7. Bodrum katı. Özellikle çorapsız gel.” Parmaklarım klavyede titredi. Ofis soğuktu ancak tenim kavruluyordu çekmeceyi kapattım. Fakat sekiz saatin nasıl geçeceğini bilemiyordum.